Hz. Mevlâna 'nın türbesi bugün Mevlâna müzesi olarak kullanılan eski dergâhın içerisinde bulunmaktadır.
Hz.Mevlâna'nın Türbesinin de içerisinde yer aldığı, Mevlâna Dergâhı inşaa edilmeden önce Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi olarak kullanılmaktaydı. Bu gül bahçesi, Sultan Alaeddin Keykubad tarafından Mevlana'nın babası Sultanü'l-Ulema Bahaeddin Veled'e hediye edilmiştir. Bu arazi üzerine kurulan dergâh çeşitli dönemlerde yapılan eklentiler ile geliştirilmiş ve günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.
Hz.Mevlana, 17 Aralık 1273 yılında vefat edince Mevlana'nın oğlu Sultan Veled, Mevlana'nın mezarı üzerine türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiş, "Kubbe-i Hadra" (Yeşil Kubbe) denilen türbe 8 kalın sütun üzerine 130 Bin Selçuki dirhemine Mimar Tebrizli Bedrettin'e yaptırılmıştı.
Mevlevi Dergâhı ve Türbe 1926 yılında "Konya Asar-ı Atika Müzesi" adı altında müze olarak hizmete başladı, 1954 yılında ise müzenin teşhir ve tanzimi yeniden gözden geçirilmiş ve müzenin adı "Mevlâna Müzesi" olarak değiştirilmiştir.
Mevlana Müzesi
Bugünkü Mevlana Müzesi'nin yeri, Selçuklu Sarayı’nın gül bahçesi iken, Sultan Alaadin Keykubat tarafından Mevlana'nın babası Sultanü'l Ulema Bahaeddin Veled'e hediye edilmiştir.
1231 Yılında ölen Sultanü'l Ulema gül bahçesine yapılan ilk defindir. Halk üzerine bir türbe yaptırmak istese de Mevlana bu isteği geri çevirmiştir. 1273 Yılında Mevlana’nın ölümü ile oğlu Sultan Veled halkın bu isteğini gerçekleştirmiş ve dört fil ayağı üzerine, "Kubbe-i Hadra" Yeşil Türbe denilen türbeyi dönemin mimarı olan Tebrizli Bedreddin'e 130.000 Selçuki Dirhem karşılığında yaptırmıştır.
Zaman içerisinde yapılan ilaveler ile bugünkü halini almıştır. 1926 Yılında müzeye çevrilen Dergah avlusuna "Dervişan Kapısı" ndan girilir. Avlunun Kuzey ve Batı yönü boyunca Derviş hücreleri yer almaktadır. Güney yönü, Matbah ve Hürrem Paşa Türbesinden sonra, Üçler Mezarlığına açılan Hamuşun (Susmuşlar) kapısı ile son bulur. Avlunun doğusunda ise Sinan Paşa, Fatma Hatun ve Hasan Paşa Türbeleri yanında Semâhâne ve Mescit bölümleri ile Mevlana ve aile fertlerinin mezarlarının da içerisinde bulunduğu ana bina yer alır.
Avluya 1512 yılında Yavuz Sultan Selim trafından üzeri kapalı Şadırvan ile Şeb-i Aruz (Düğün Gecesi) havuzu ve avlunun kuzey yönünde yer alan selsebil adı verilen çeşme eklenmiştir.
Hz.Mevlâna'nın Türbesinin de içerisinde yer aldığı, Mevlâna Dergâhı inşaa edilmeden önce Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi olarak kullanılmaktaydı. Bu gül bahçesi, Sultan Alaeddin Keykubad tarafından Mevlana'nın babası Sultanü'l-Ulema Bahaeddin Veled'e hediye edilmiştir. Bu arazi üzerine kurulan dergâh çeşitli dönemlerde yapılan eklentiler ile geliştirilmiş ve günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.
Hz.Mevlana, 17 Aralık 1273 yılında vefat edince Mevlana'nın oğlu Sultan Veled, Mevlana'nın mezarı üzerine türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiş, "Kubbe-i Hadra" (Yeşil Kubbe) denilen türbe 8 kalın sütun üzerine 130 Bin Selçuki dirhemine Mimar Tebrizli Bedrettin'e yaptırılmıştı.
Mevlevi Dergâhı ve Türbe 1926 yılında "Konya Asar-ı Atika Müzesi" adı altında müze olarak hizmete başladı, 1954 yılında ise müzenin teşhir ve tanzimi yeniden gözden geçirilmiş ve müzenin adı "Mevlâna Müzesi" olarak değiştirilmiştir.
Mevlana Müzesi
Bugünkü Mevlana Müzesi'nin yeri, Selçuklu Sarayı’nın gül bahçesi iken, Sultan Alaadin Keykubat tarafından Mevlana'nın babası Sultanü'l Ulema Bahaeddin Veled'e hediye edilmiştir.
1231 Yılında ölen Sultanü'l Ulema gül bahçesine yapılan ilk defindir. Halk üzerine bir türbe yaptırmak istese de Mevlana bu isteği geri çevirmiştir. 1273 Yılında Mevlana’nın ölümü ile oğlu Sultan Veled halkın bu isteğini gerçekleştirmiş ve dört fil ayağı üzerine, "Kubbe-i Hadra" Yeşil Türbe denilen türbeyi dönemin mimarı olan Tebrizli Bedreddin'e 130.000 Selçuki Dirhem karşılığında yaptırmıştır.
Zaman içerisinde yapılan ilaveler ile bugünkü halini almıştır. 1926 Yılında müzeye çevrilen Dergah avlusuna "Dervişan Kapısı" ndan girilir. Avlunun Kuzey ve Batı yönü boyunca Derviş hücreleri yer almaktadır. Güney yönü, Matbah ve Hürrem Paşa Türbesinden sonra, Üçler Mezarlığına açılan Hamuşun (Susmuşlar) kapısı ile son bulur. Avlunun doğusunda ise Sinan Paşa, Fatma Hatun ve Hasan Paşa Türbeleri yanında Semâhâne ve Mescit bölümleri ile Mevlana ve aile fertlerinin mezarlarının da içerisinde bulunduğu ana bina yer alır.
Avluya 1512 yılında Yavuz Sultan Selim trafından üzeri kapalı Şadırvan ile Şeb-i Aruz (Düğün Gecesi) havuzu ve avlunun kuzey yönünde yer alan selsebil adı verilen çeşme eklenmiştir.